Velayet davasında da diğer davalarda olduğu gibi önemli olan somut olaydır, kesin ve tek bir kriter belirlemek mümkün değildir. Asıl olan çocuğun menfaatlerinin korunacağı, ihtiyaçlarının (maddi ve manevi) karşılanacağı, ruhsal ve fiziksel gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlayabileceği ortamda yetişmesini, yaşamasını sağlamaktır.
Genel olarak yaşı itibarı ile anne bakım ve ilgisine muhtaç olan çocukların velayeti anneye bırakılır. Kesin bir yaş sınırı olmamakla birlikte uygulamada genel olarak 7 yaşına kadarki çocukların velayetleri anneye bırakılmaktadır.
Ancak baba, olağanüstü hallerde (Örneğin: Annenin akıl sağlığının çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek derecede bozuk olması, annenin hayasız yaşam sürmesi, madde bağımlısı olması… vs.) çocuğun velayetinin kendisine bırakılmasını talep edebilir, bu durumda iddialarını ispat edebilirse çocuğun yaşına bakılmaksızın velayet babaya da bırakılabilmektedir.
Hayır, velayette çocuğun cinsiyetinin hiçbir önemi yoktur. Halk arasında, kız çocuğunun velayeti anneye, erkek çocuğunki babaya bırakılır şeklinde yaygın bir anlayış vardır, bu anlayış kesinlikle doğru değildir.
Evet, açılacak bir dava ile (Velayetin Nez-i) velayet hakkını kullanmakta olan tarafın velayet hakkını kötüye kullandığı ya da velayet görevini yerine getirmediği ispat edildiği takdirde velayetin kaldırılarak diğer tarafa verilmesi ya da her iki tarafa da bırakılmayarak çocuğa vasi atanması mümkündür. Bu nedenle velayet hakkı kullanılırken de çocuğun menfaatleri gözetilmeli, çocuk şahsi çekişmelere alet edilmemelidir.
Küçüğün ya da velayet hakkını kullanmakta olan tarafın/velinin vefatı, vesayet altına alınması, velayet altındaki küçüğün 18 yaşını tamamlayarak reşit olması, velayetin diğer tarafa bırakılması hallerinde velayet hakkı ortadan kalkar.
Genel olarak yaşı itibarı ile anne bakım ve ilgisine muhtaç olan çocukların velayeti anneye bırakılır. Kesin bir yaş sınırı olmamakla birlikte uygulamada genel olarak 7 yaşına kadarki çocukların velayetleri anneye bırakılmaktadır.
Ancak baba, olağanüstü hallerde (Örneğin: Annenin akıl sağlığının çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek derecede bozuk olması, annenin hayasız yaşam sürmesi, madde bağımlısı olması… vs.) çocuğun velayetinin kendisine bırakılmasını talep edebilir, bu durumda iddialarını ispat edebilirse çocuğun yaşına bakılmaksızın velayet babaya da bırakılabilmektedir.
Hayır, velayette çocuğun cinsiyetinin hiçbir önemi yoktur. Halk arasında, kız çocuğunun velayeti anneye, erkek çocuğunki babaya bırakılır şeklinde yaygın bir anlayış vardır, bu anlayış kesinlikle doğru değildir.
Evet, açılacak bir dava ile (Velayetin Nez-i) velayet hakkını kullanmakta olan tarafın velayet hakkını kötüye kullandığı ya da velayet görevini yerine getirmediği ispat edildiği takdirde velayetin kaldırılarak diğer tarafa verilmesi ya da her iki tarafa da bırakılmayarak çocuğa vasi atanması mümkündür. Bu nedenle velayet hakkı kullanılırken de çocuğun menfaatleri gözetilmeli, çocuk şahsi çekişmelere alet edilmemelidir.
Küçüğün ya da velayet hakkını kullanmakta olan tarafın/velinin vefatı, vesayet altına alınması, velayet altındaki küçüğün 18 yaşını tamamlayarak reşit olması, velayetin diğer tarafa bırakılması hallerinde velayet hakkı ortadan kalkar.